Toplam oy: 1449. Charles Bukowski yazmanın nelere mal olduğuna dair şiirinde, "Eğer bir şeyler içinizden gelmiyor, kafanıza yatmıyor ya da mideniz almıyorsa," der ve ekler: "Yapmayın!" Ancak Bukowski'nin kendisi de uzun süre hayatının amacını arayanlar listesinde kalmış. O önlenemez "bir şeyler" yaratma güdüsünün kariyere
Bundanfarklı başka nedenlerle de vücudun iyi oksijenlenememesi kronik yorgunluğa neden olur. Ne kadar uyursanız uyuyun dinlenmiş uyanamıyorsanız, sabahları yataktan kalkmak istemiyorsanız, içinizden hiçbir iş yapmak gelmiyorsa ve efor sarfetmekten kaçınıyorsanız sizde de kronik yorgunluk sendromu olduğunu düşünebilirsiniz.
İçinizden iyi hissetmek gelmiyorsa, mutsuzluğun da keyfini çıkarmanın 5 yolu. FEEL UP Psikoloji Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu 16 Ocak 2018 Psikoloji. Şimdi size belki daha önce yüzlerce, hatta binlerce kez okuduğunuz ya da duyduğunuz cümleleri yazacağım. “ Gözünüzü açar açmaz gülümseyin, günün her saatini gülerek
İşte bedeniniz ve zihniniz hiçbir şey yapmak istemediği sırada harekete geçmeniz için yardımcı olacak yöntemler 1. Vazgeçin. Canınız hiçbir şey yapmak istemediğinde, harekete geçmek çok zor olabilir ve bu öfke, kızgınlık, can sıkıntısı hatta depresyon duygusuna neden olabilir.
Yorgunlukhissi, isteksizlik, uyku problemleri, hiçbir şey yapmak istememe ve karamsarlık hali yaşıyorsanız. Siz de muhtemelen sonbahar depresyonu yaşıyorsunuz. Sonbahar depresyonu adından anlaşılacağı üzere sonbaharla birlikte yaşanılan karamsarlık hali olarak genelleyebiliriz.
YBdx8. şu sıralar ruh halim tam olarak böyle. coronavirus hepimizi psikolojik olarak negatif etkiledi. evimde homeoffice çalışıyorum, işsiz kalmadığıma şükrediyorum ancak elim hiç gitmiyor çalışmak için bilgisayarı açmaya. dışarıya çıkıp cafe cafe gezdiğimiz, oturup sohbet ettiğimiz, 2 insan yüzü gördüğümüz günleri çok özledim. bize o zamanlar basit gelen bu aktiviteler meğer onlardan uzak kalınca ne kadar da kıymetliymiş, bunu anladım şu süreçte. bu süreç ne zaman normale döner bilemiyoruz. bildiğim tek birşey varsa o da şu, tüm dünyanın düzenini değiştirecek, kartların yeniden dağıtılmasına sebep olacak, ileride çocuklarımıza, torunlarımıza anlatacağımız bir distopya şu an içinde yaşadığımız durum. allah hepimize her şeyden önce sağlık versin. gelmiyor valla ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Depresyon bir güçsüzlük göstergesi değildir veya bazı kişilerin sandığı gibi kişinin “şımarıklığı” veya “karakter zayıflığı” olarak da sosyal, psikolojik ve biyolojik faktörlerin birleşimi ve birbiriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca, yaş, cinsiyet, meslek, eğitim düzeyi, zeka, ekonomik durum, sosyal sınıf vs. gözetmeden herkesin başına gelebilir. Danışan Hayatım çok anlamsız, hiçbir şeyden keyif alamıyorum. Çoğu zaman evden dışarı bile çıkmak Dr. Başak Ne kadardır böyle hissediyorsunuz?Danışan Çok uzun zamandır. Hep geçer diye bekledim ama geçmedi, artık tam olarak ne kadardır böyle hissediyorum hatırlamıyorum bile. Yaklaşık son bir yıldır daha da kötüyüm, canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bıraksalar bütün gün yataktan çıkmam ama mecbur kalkıp işe gidiyorum. Ailem çok kızıyor Dr. Başak Neden kızıyorlar?Danışan Mutsuz olduğum için. “Topla kendini biraz” diyorlar. Şımarıklık yaptığımı düşünüyorlar ama elimde değil. “Senin gibi akıllı, eğitimli, her şeyi olan biri de mutlu olamazsa, başkaları ne yapsın” diyorlar. Niye ben de bilmiyorum ama yapamıyorum işte, çok mutsuzum ve mutlu olmayı beceremediğim için, etrafımdakileri üzdüğüm için, kendimi çok suçlu hissediyorum. Yerimde olmak isteyen milyonlarca insan vardır. Şükredecek çok şeyim var ama ben hâlâ şikayet ediyorum. Ailem etrafımda, çok şükür maddi durumum iyi, her istediğimi yapabiliyorum, sağlıklıyım, görüntümden memnunum, iyi bir eğitim aldım ama bunların bana hiçbir katkısı yok. Bazen ben de ailem gibi “her şeye rağmen bu kadar mutsuz olmak gerçekten şımarıklık” diye düşünüyorum. Ya da çok güçsüz bir karakterim var ve iyi hissetmeyi, neşeli, mutlu bir insan olmayı Dr. Başak Depresyon bir güçsüzlük göstergesi değildir veya bazı kişilerin sandığı gibi kişinin “şımarıklığı” veya “karakter zayıflığı” olarak da açıklanamaz. Depresyon; sosyal, psikolojik ve biyolojik faktörlerin birleşimi ve birbiriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca, yaş, cinsiyet, meslek, eğitim düzeyi, zeka, ekonomik durum, sosyal sınıf vs. gözetmeden herkesin başına gelebilen çok yaygın bir psikolojik hastalık. Dünya Sağlık Örgütü’nün Ekim 2012’de yayınladığı bildiriye göre, dünya üzerinde yaklaşık 350 milyon kişinin depresyondan etkilendiği tahmin NEDENLERİNİN İLK SIRASINDA GELİYORDanışan Ben depresyonda mıyım acaba? Bundan da emin değilim. Sanki daha çok mutsuzluk, hüzün, çaresizlik gibi bir duygu benim Dr. Başak Sizin şikayetlerinizi daha detaylı olarak araştırırız ama mutsuzluğunuzun süresi nedeniyle depresyonda olma ihtimaliniz daha ağır basıyor. Çünkü depresyon, hepimizin zaman zaman günlük hayatın zorlukları karşısında yaşadığımız hüzün, mutsuzluk, çaresizlik gibi kısa süreli duygu iniş çıkışlarından farklıdır. Üzülsek, çaresiz hissetsek bile çoğu zaman 1-2 gün içinde eskisi gibi hissedebiliriz. Depresyonda olan kişi bu gibi olumsuz duygulardan bir türlü çıkamaz ve bir süre sonra iş hayatında, sosyal hayatta, okulda, aile ilişkilerinde problemler Evet ben de 1-2 gün içinde toparlayabilmek isterdim ama olmuyor. Yaşadığım sadece hüzün ve mutsuzluk da değil. Kendimi artık iyice çaresiz hissediyorum. Zaten bir şey yapmaya enerjim de Dr. Başak Depresyonda olan insanların sizin de söz ettiğiniz gibi başka türlü duygusal ve fiziksel şikayetleri de olabilir; fiziksel şikayetler; iştahta değişiklikler, uyku sürelerinin azalması veya artması, cinsel işlevsellikte değişiklikler, kronik yorgunluk, enerji seviyesinde azalma olarak kendini gösterebilir. Duygusal şikayetler ise yetersiz ve değersiz hissetmek, çaresiz hissetmek, düşük özgüven, umutsuzluk, kararsızlık, hayattan zevk alamama, motivasyonun azalması olarak ortaya çıkabilir. Depresyon tanısının konulabilmesi için bu psikolojik ve fiziksel şikayetlerin iki haftadan fazla sürmesi Anlaşılan ben depresyondaymışım da haberim yokmuş. Bunca zamandır, her şeyim var niye hâlâ mutsuzum diye kendimi suçluyordum. Ailemin de etkisi çok oldu bu yönde. O nedenle ben de bir şeyleri yanlış yapıyorum herhalde, geçer elbet bir gün diye umutla bekliyordum. Oysa geçeceğine daha da kötüye Dr. Başak Depresyon kendiliğinden geçmez, mutlaka tedavi ve destek almak gerekir. Tedavi edilmediğinde şikayetler artarak kişinin hayatını daha da olumsuz etkileyebilir. Depresyon ağırlaşabilir ve ağırlaştığında tehlikelidir. Kişinin yaşadığı duygusal acılar, fiziksel acılardan bile ağır hale gelebilir ve yaşamak gittikçe daha zorlaşır. Kişi, ölümü bu acılardan kurtulmak için tek çare görür. Dünya Sağlık Örgütü, yılda yaklaşık 1 milyon kişinin intihar neticesi öldüğünü tespit etmiştir. Depresyon, intihar nedenlerinin ilk sırasında VAKALAR GÜNLÜK AKTİVİTELERİ BİLE YAPAMAZDanışan Çok şükür intiharı düşünecek kadar kötüye gitmedim. Ölsem de kurtulsam dediğim zamanlar oldu ama intiharı düşünemem. Ailemi böyle bir üzüntü içine sokamam. O kadar ağır depresyonda olduğumu düşünmüyorum ama merak ettim. Ağır depresyonda olsaydım nasıl anlardım?- Dr. Başak Ağır depresyonda olan kişiler hayattan keyif almak bir yana, yapmak zorunda oldukları günlük aktiviteleri bile yapamaz hale gelirler. Başkalarıyla konuşmak, işe gitmek, öz bakımını sağlamak yemek yemek, banyo yapmak, yataktan çıkmak onlar için güçlükle yapılan aktivitelerdir. Depresyon ağırlaştıkça bu aktivitelerden Bu gerçekten çok korkunç, herhalde böyle bir kişinin hastaneye yatması gerekir. Çok şükür ben böyle değilim, en azından şimdilik. Peki benim seviyemde depresyonu olan kişiler de mutlaka tedavi görmeli mi? Bence birçok kişi depresyonda ama yardım Dr. Başak Haklısınız, çünkü çoğu depresyonda olduğunu bilmiyor, bilse de bunun için yardım almıyor. Bunun birçok nedeni var; psikolojik hastalıklara bakış açısı, “ben deli değilim” şeklindeki düşünce tarzı ve bu nedenle yardım arayışı içinde olmama, şikayetlerin nedenini başka yerlerde arama, olumsuz duyguların nedenlerini aile üyelerine, iş arkadaşlarına, ekonomik sıkıntılara bağlama, doğru teşhis konulamaması ve doğru tedavi yapabilecek kişilerin sayısının azlığı gibi nedenler, çoğunlukla eksik veya yanlış bilgiden DEPRESYONLARDA İLAÇ ÖNERİLMİYORDanışan Ben yardım almaya karar verirsem ne gibi bir tedavi almam doğru olur?- Dr. Başak Depresyon, en etkili tedavi yöntemini bulmak için üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılan hastalıkların başında geliyor. En son araştırmalar ve Dünya Sağlık Örgütü DSÖ, orta ve ağır depresyonun tedavisinde psikoterapi ve antidepresanların beraber kullanılması gerektiğini, bununla beraber, daha hafif depresyonlarda ilacın ilk seçenek olmaması gerektiğini önermekte. Psikoterapi yöntemleri arasında ise Kognitif Terapi, depresyon tedavisinde etkili olduğu kanıtlanmış psikoterapi yöntemlerinin başında yer almaktadır. Not Psikoterapi diyaloglarında yer alan kişiler gerçek değildir. Örnek oluşturmak amacıyla kurgulanmış hikayelerdir. Bu diyaloglarda kullanılan bilgiler ise bilimsel esaslara dayanmakla beraber, genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Haberler > Sorumluluklara Rağmen İçinden Hiçbir Şey Yapmak Gelmeyen İnsanların İlacı Kurbağayı Yutmak! - 1547 Son birkaç yıldır kullanımda olan procrastination kavramı, modern toplumlarla yaşayan bireylerin kanayan yarasını temsil etmeye devam ediyor. Ne ki procrastination? diyenlere... Kabaca bir tabirle, tüm sorumluluklara rağmen insanın yapması gereken şeyleri yapmaktan kaçınması, bunu da tamamen vakit kaybı aktivitelerle gerçekleştirilmesi olayına procrastination deniyor. Procrastine bir bireyin feryadı "Dolaptaki bardakları boy sırasına göre dizeyim bari" Siz de çoğu zaman sorumluluklardan ince ince kaçıyor, işlerinizi halletmek ya da ödevlerinizi yapmak yerine iki dakikada bir Instagram’ı kontrol ediyor veyahut Angry Birds filan oynuyorsanız, procrastination’dan muzdaripsiniz denebilir. Peki nasıl kurtulunur bu illetten? Üzerine onlarca kitap, yüzlerce blog girisi yazıldı, seminerlere konu oldu. Fakat henüz kesin bir reçetesi mevcut değil. Bu yazı da onlardan biri esasen. Fakat gelin, biz çağın ruhundan biraz sıyrılalım ve hikmeti eskilerde arayalım. Mark Twain’in meşhur bir sözü var. “Eğer işin kurbağa yemekse, sabah ilk olarak yapacağın en iyi şey kurbağayı yemektir. Eğer işin iki kurbağa yemekse, iyisi önce büyük olanı yemektir.” Yapmamız gereken neyse, canımız yapmak istesin ya da istemesin, ilk olarak onu yapmalıyız. Yani kurbağayı yutmalıyız! Yapılması gereken birden fazla iş varsa, bu kez önce zor olanı halletmeliyiz. Yani önce büyük kurbayağı yutmalıyız! Bu da fikrin ikinci kısmını oluşturuyor. “Ee, o kadarını biz de biliyoruz” diyebilirsiniz. Buradaki meselenin bilmekle’ bir alakası olmadığını da kavramak güç değil. Önce yapmak istemediğimiz, fakat yapmak zorunda olduğumuz işi, yani kurbağayı tespit etmemiz ve ardından onu yutmamız gerekiyor. Bunu yapmadan önce de durumu Bay Twain’in yardımıyla kavramsallaştırıyoruz, hepsi bu. Bu üşenme anlarından birinde kendinize “Kurbağayı yutmalıyım” deyin. Belki bu kez işe koyulursunuz. Denemeye değer.
Günler kısaldı kısalalı, sabahları yataktan zor kalkmaya başladıysanız, içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa, kendinizi fazlasıyla mutsuz hissediyor, daha mutlu hissetmek için daha çok yemek yemek ihtiyacı hissediyorsanız ve işte verimliliğiniz düştüyse muhtemelen siz de kış yorgunluğundan mustaripsiniz. Merak etmeyin, tüm etkilerini yok edecek basit çareleri var. Uzak dursa ya bizden Kış yorgunluğu nedir? Kış yorgunluğu, tıpta mevsime bağlı duygu durumu bozukluğu SAD-Sessional Affective Disorder olarak tanımlanan ve ileri safhalarında depresyona dönüşebilen, oldukça yaygın ama kolayca tedavi edilebilir bir tür rahatsızlık. Tüm boyutları hâlâ tam olarak anlaşılamamakla birlikte uzmanlar, başlıca nedeninin gün ışığının azalması olduğunda hem fikir. Parlak güneşli günlerin geride kalmasıyla birlikte insan beyninin yeterli düzeyde melatonin veya serotinin hormonu üretememesinin ve insanların biyolojik saatinin dengesinin bozulmasının da etkili olabileceği düşünülüyor. Belirtileri ve etkileri kişiden kişiye değişim gösteren kış yorgunluğu, genellikle Eylül ayında başlıyor ve bazı insanlarda bahara kadar devam edebiliyor; dahası her yıl sürekli tekrar ediyor. Kadınlar erkeklere, gençler yaşlılara oranla kış yorgunluğu ya da depresyonuna yakalanmaya daha çok meyilli. Tek dişi kalmış canavar Kış yorgunluğunun belirtileri nelerdir? Kış yorgunluğu, kendini çok belirgin üç davranışla gösteriyor Sabahları zor ve bazen baş ağrısıyla uyanmak; miskin, bitkin ve nedensiz yere hüzünlü hissetmek ve iştahın artması. Uzun saatler boyunca uyuma isteği, depresif bir ruh hali, keyifsizlik, hayattan haz alamamaya bağlı olarak karbonhidratlı yiyeceklere eğilim gösterme, konsantre olmakta zorluk ve çalışma verimliliğinin düşmesi diğer belirtiler arasında. Peki, kendimizi daha iyi ve dinç hissetmek için neler yapabiliriz? İhmal etmeyin Bol bol ışık! Bizimki kadar güneşi göremeyen bazı Batılı ülkelerde kış yorgunluğu depresyona ilerlemiş kişiler için öncelikle fototerapi adı verilen ışık tedavisi uygulanıyor. İnsanlar, günde yarım saat boyunca güçlü bir ışığın karşısında öylece oturuyor. Garip evet ama işe yarıyor. Işık tedavisine ihtiyaç duyacak kadar depresyona girmesek de, daha dinç hissetmek için sabah kalkar kalkmaz güçlü bir ışıkla karşılaşmamız öneriliyor. Yatak odanızın ve uyandıktan sonra ilk uğradığımız yer olan banyonun ampullerini daha güçlü hale getirerek başlayabilirsiniz. Böylece sabahları daha yüksek voltajlı ışıkla karşılaşır ve daha kolayca kendinize gelebilirsiniz. Akşam yemeği yediğiniz salon ya da mutfağın ışığını artırmak da yararlı olacaktır. Enerji tasarruflu olanları tercih etmenizi öneririz. Üşenmeyin Bol bol oksijen! "Havalar bozdu", "Bugün hava yağmurlu, sonra görüşürüz", "Of hava berbat, yürüyüşe çıkmayıvereyim" demeyiniz. Dışarı çıkınız, gerekirse kendinizi zorla dışarı çıkartınız. Kış aylarına bakış açınızı değiştiriniz. Hava size göre kötü olsa dahi, günde yarım saati ev veya ofis dışında, açık havada yürüyerek geçirmelisiniz. Çünkü gün ışığı azalmış dahi olsa insan bedenini olumlu yönde etkilemeye devam ediyor. Ayrıca kapalı mekânlarda uzun zaman geçirmek, taze hava almanızı engelleyerek hem psikolojik hem de fizyolojik olumsuz sonuçlar doğuruyor. Kendinizi durdurun Karbonhidrat tüketiminize dikkat! Hafiften ağıra çoğu depresif ruh durumu, genellikle iştahın artmasına neden olur çünkü insan, böyle durumlarda daha çok karbonhidrat tüketme ihtiyacı hisseder. Bunu da genellikle hazır gıdalardan ve abur cuburdan karşılamaya kalkarız. Oysa içerdikleri kötü karbonhidrat ve yüksek oranda işlenmiş şeker, enerjimizi düşürdüğü gibi halsizlik hissini de artırır ve daha çok yemek yeme ihtiyacı doğurur. Sonuçta aldığımız kilolar da ayrı depresyon sebebi. Bu yüzden karbonhidrat ihtiyacınızı sebze, meyve ve baklagiller gibi sağlıklı besinlerle gidermeniz büyük önem taşıyor. Balığı sevin Omega-3 ve Omega 6 ağırlıklı beslenin! Omega 3 ve Omega 6’nın eksikliği, depresif ruh halini, konsantrasyon eksikliğini ve miskinlik hissini artırır. Yeterli düzeyde alımı ise kış yorgunluğunu alır götürür. Omega 3 en çok somon, alabalık, uskumru, tuna, mezgit, sardalye, ringa gibi yağlı balıklarda, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerde; ayrıca Omega 6 ile birlikte keten tohumu yağı, ceviz ve yumurtada bulunur. Haftada en az 2 kere balık tüketmek, yanı sıra diğer yiyecekleri de beslenmenize eklemek kısa sürede sizi çok daha iyi hissettirecek. Güneş tek çözüm değil D vitamini olmazsa olmaz! D vitamini eksikliği ya da yetersizliğinin tek başına bile depresyon sebebi olabileceğini biliyor muydunuz? Kemik ve kas gelişiminin yanı sıra bağışıklık sisteminin dengede olması için de oldukça önemli olan bu vitamini, en çok ve doğrudan güneşten alıyoruz. Karaciğerde depolanabilse de kış ayları geldiğinde stoklar tükenmeye başlıyor. Kendimizi bitkin hissetmemizin bir nedeni de D vitamini yetersizliği olabiliyor. Beslenmemize D vitamini içeren yiyecekleri daha çok ekleyerek, seviyesini artırmamız mümkün. Omega 3 ve 6 takviyesi için bahsi geçen balıklar, aynı zamanda D vitamini de içeriyor. Ayrıca tereyağı, süt, yumurta, tatlı patates ve yulaf, ayrıca maydanoz ve ısırgan otu da iyi birer depo. Örneğin sabah kahvaltınızı ince kıyılmış maydanoz eklediğiniz çift yumurtalı tereyağlı bir omletle yapmak, gün içinde yulaflı yiyecekler tüketmek eksikliği kapatacaktır. Hadi şımartın kendinizi Sıcak çikolata için! Kış yorgunluğuyla savaşmak için en tatlı silahımız sıcak çikolata. Kakaonun insan psikolojisi ve fizyolojisinde yarattığı olumlu değişimlere dair çok sayıda çalışma var. Kesin olarak bilinen şey ise kakaonun, sıcak olarak içildiğinde daha yararlı hale gelen yüksek düzeyde antioksidan içerdiği. Daha da önemlisi, kan dolaşımını hızlandırıp kan basıncını dengeleyerek beyne oksijen taşınmasına yardımcı oluyor. Böylece konsantrasyonu artırıyor ve hafızayı güçlendiriyor. Fakat piyasada satılan hazır sıcak çikolata karışımlarından bahsetmiyoruz. Doğrudan kakao ile kolayca hazırlanabilen sıcak çikolata tariflerini denemelisiniz. Ayrıca işlenmiş beyaz veya esmer şeker kullanmak, kan şekeri dengenizi bozacağından, sıcak çikolatanızı Hindistan cevizi yağı ile tatlandırmanızı öneririz. Hem enerjiyi artırır, hem de iştahınızı dengeler. Biraz daha şımarın Aromaterapiden yararlanın! Gün içinde kokusundan hoşlandığınız bitkisel yağlardan yararlanmak da rahatlamanızı, gevşemenizi ve iyi hissetmenizi sağlayabilir. Özellikle lavanta yağının, depresyon hastaları üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna dair bazı tıbbi çalışmalar bulunuyor. Nane, tarçın, portakal gibi güzel kokan bitkisel yağlardan istediğinizden birer damla burun deliklerinize sürebilir, bileklerinizi ve şakaklarınızı hafifçe ovabilirsiniz. Ayrıca çalıştığınız ortama, örneğin masanızın bir köşesine küçük bir kâse sıcak su koyup içine dilediğiniz yağdan birkaç damla damlatabilir, böylece ortamın hoş kokmasını da sağlayabilirsiniz. Şifa olsun
Bu yazıyı okumaya başladığınıza göre sizin de kış aylarında halsizlik sorunundan muzdaripsiniz. O halde daha enerjik bir kışa hazır olun! Şimdi, kışın halsizlik neden olur, kışın uyanamamanın nedeni ne olabilir ve kış aylarında daha enerjik olmak için yapmanız gerekenler nelerdir, sıralamaya başlayalım! Gerçek mi Efsane mi Sonbahar ve Kış DepresyonuEn az iki haftadır kendinizi nedensiz bir şekilde mutsuz hissediyorsanız, evden dışarı çıkmak istemiyorsanız ve içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa mevsimsel depresyon yaşıyor olabilirsiniz. Peki, ruh halinizdeki bu olumsuz değişimin ve hissettiğiniz yorgunluğun sebebinin ne olduğunu biliyor musunuz?İhtiyacımız olan enerjiyi, besinlerin yanı sıra uyku ile de alırız. Fakat bu noktada uyku kalitesinin oldukça önemli bir kriter olduğunu hatırlatmakta yarar var. Yatak odası sıcaklığının ideal olması, seçilen yatak ve yastığın ihtiyaçlara uygunluğu, oda dekorasyonun kaliteli uykuya uygun yapılması gibi etmenler önemli olsa da tüm uzmanlar tarafından önerilen bir konu var Işık almayan karanlık bir alanda uyunması! Gece uykusunu bu kadar önemli kılan da işte tam olarak bu!Serotonin ve melatonin, uyku ve uyanıklık döngüsü, dolayısıyla da hissedilen enerji oranı konusunda söz sahibi olan iki hormon. Serotonin gün ışığından, melatonin ise karanlıktan beslenir. Sonbahar ve kış aylarında uzayan geceler ve kısalan günler ise serotoninin azalmasına, melatoninin ise artmasına neden olur. Hormon seviyelerindeki bu değişiklik, ruh halinizi ve enerji seviyenizi olumsuz etkiler. Ayrıca sabah havanın geç aydınlanması da vücudunuzun hazır olmadan uyanması anlamına gelir. İşte, tüm bunların sonucunda mevsimsel depresyonlar yani halsizlik, kışın uyanamamak, mutsuz hissetmek gibi yansımalar ortaya Aylarında Daha Enerjik Olmanın YollarıMevsim değişikliğinin vücuttaki yansımaları kişiden kişiye değişebilir. Örneğin siz çok etkilenirken arkadaşınızda sadece uyanmakta zorlanma gibi bir yansıma oluşabilir. Ne olursa olsun, yaşanan bu değişimin sizi olumsuz etkilemesine izin vermemelisiniz. İşte, daha enerjik ve keyifli kış ayları için mutlaka hayata geçirmenizi tavsiye ettiğimiz önerilerGün Işığından Daha Fazla YararlanınGündüzler kısa, zamanınız kısıtlı; ama yine de gün ışığından olabildiğince çok yararlanmayı amaçlamalısınız. Eğer çalışıyorsanız ya da öğrenciyseniz bunun zor olduğunu düşünebilirsiniz, fakat aslında sandığınız kadar zor değil! İş yerinde stor perdeler varsa onları yukarı kaldırmak yapmanız gereken ilk şey olmalı. Öğrenci, ev hanımı ya da bir çalışan; hiç fark etmez. Mutlaka yapmanız gereken bir diğer şey ise öğle saatlerinde en az 15-20 dakikalık yürüyüşler yapmak. Eğer yolculuk yapacaksanız metro gibi araçları kullanmak yerine yürüyebilir ya da otobüs, vapur gibi gün ışığıyla daha çok buluşabileceğiniz araçları tercih edebilirsiniz. Ayrıca gün ışığını alan mekânlarda zaman geçirmeyi de Dikkat EdinHer mevsimde olduğu gibi kışın da enerjik olmak için elbette tükettiğiniz besinlerin önemi büyük! Protein, omega 3, C vitamini ve probiyotik ağırlıklı bir diyet belirleyebilirsiniz. Balık, turunçgiller, yumurta, havuç, yoğurt, kefir kış mevsiminin olmazsa olmazları arasında. Fakat bu vitamin, yağ ve mineralleri doğru miktarda alabilmek için diyetisyeninize danışmanızı ve ruhsal değişimler, daha fazla yemek yemenize neden olabilir. Ancak yatmadan en az 2 saat önce yemek yemelisiniz. Kan şekerinizin yükselmesine yardımcı olacak tatlı ihtiyacınızı ise sütlü tatlılar ya da bitter çikolata ile karşılamanızı İçmeyi İhmal EtmeyinSadece yediklerinizin değil, su tüketiminizin de çok önemli olduğunu hatırlatalım. Hareketin daha az olduğu ve havaların daha soğuk olması nedeniyle susuzluğun daha az hissedildiği kış aylarında yeterli miktarda su içmek gerekiyor. Günde tüketilmesi gereken su miktarı; cinsiyet, yaş, kilo, egzersiz gibi unsurlara göre değişiklik gösterse de minimum içilmesi gereken su miktarı, bir yetişkin için 2 litre olarak içmek, zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlayarak bağışıklık sisteminize katkı sağlıyor; organlarınızın zorlanmadan görevlerini yerine getirmesine yardımcı oluyor. Ayrıca kış günlerindeki soğuklar nedeniyle cildinizin ihtiyacı olan nemi, su içerek önemli ölçüde karşılamanız mümkün. Tüm bunların yanı sıra yapılan araştırmalar, yeterli miktarda su tüketerek daha az yorgun ve uykusuz hissetmenizin, daha iyi odaklanmanızın mümkün olduğunu kanıtlıyor. Spor YapınKaslarınızı rahatlatmak, vücudunuzdaki kan akışını düzenlemek ve stres seviyenizi düşürmek için spor yapmanızı öneriyoruz. Tabii burada ağır sporlardan bahsetmiyoruz. Uyandıktan hemen sonra ve uyumadan önce yapacağınız esneme hareketleri bile daha enerjik ve aynı zamanda daha keyifli hissetmenize yardımcı Vakit GeçirinEvet, biliyoruz; yapmak istediğiniz şey evinizde oturmak, belki dizi-film izlemek. Fakat mevsim değişikliği nedeniyle hissettiğiniz bu olumsuz duyguları aşmak için sevdiklerinizle zaman geçirmenizi öneriyoruz. Hatta mümkünse gündüz saatlerinde bir araya gelebilir ve gün ışığından da faydalanabilirsiniz!Kaliteli Bir Uyku ÇekinVücudunuz yaşadığı hormonal değişikliklere uyum sağlamaya çalışırken uyku düzeninize dikkat etmeyerek ne yazık ki yaşadığınız durumu daha zorlu hale getirebilirsiniz. Kişiden kişiye değişiklik gösterse de bir yetişkinin günlük uyku süresi 7-8 saat olarak daha enerjik uyanmak ve günü daha enerjik geçirebilmek için yapmanız gereken kesinlikle iyi bir uyku çekmek! Uyku öncesinde melisa, papatya gibi rahatlatıcı bitki çayları ya da ılık süt içerik ve ılık bir duş alarak vücudunuzu rahatlatabilir, uykularınızı daha kaliteli hale getirebilirsiniz. Elbette kaliteli uyku bundan çok daha fazlası! Rahat ve kaliteli uyku için yararlanabileceğiniz ipuçlarını yazımızdan Kontrolünden GeçinTüm önerilerimizi uygulamanıza rağmen yine de bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsanız kesinlikle bir uzman görüşü almanızı öneririz. Sorun, vücudunuzdaki vitamin ve mineral seviyelerindeki düşüklük ya da farklı bir durum olabilir. Gerekli testlerin ve tedavinin uygulanması için doktor kontrolü olmazsa olmaz!Dilediğiniz özel hastanede, ücret ödemeden, en iyi şekilde sağlık hizmeti alabilmek ister misiniz? Çare, MAPFRE Sigorta’nın sağlık ürünleri! İhtiyaç duyduğunuz teminatlar doğrultusunda oluşturabileceğiniz poliçeniz ile sağlığınız güvende!
içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa